SİZ BİR LİDERDEN NELER BEKLİYORSUNUZ?

Expectations-L-1Sanırım bu sefer yazı yazma aram biraz uzun oldu ama değdiğini düşünüyorum. 😊 Blog ile beraber bizler de büyüdük, değil mi? Büyüdükçe de sorumluluklarımız arttı: Özellikle de kurumsal yaşamda… Çoğumuz lider olduk, ekip yönettik, belki de hala yönetmeye devam ediyoruz…

Peki, nasıl gidiyor? Önceden yaptığınız işin bir puzzle parçası iken, şimdi puzzle kutusu üzerindeki resmi görebilmek/görebilmeye çalışmak; işin/işleyişin/bütünün sorumluluğuna sahip olmak, o bütünü parça parça da görmek, daha da büyütebilecek güce ve yaratıcılığa sahip olmak, bunun için özveri/emek/savaş vermek… Bunun yanında yola çıktığınız ekibinizin kendi içlerinde uyumundan/gelişiminden sorumlu olmak, her bir insan/ her bir çalışan için daha çok çabalamak… Nasıl gidiyor?

Yöneticiler düşünedursun bu sorularım sonrası mini bir “Ahh…” çeken çalışanlar, yöneticisinden veya yönetilmekten memnun olmayan kişiler için yazımı devam ettirmek istiyorum:

Liderlik kolay olmayan ve bunun yanında çok önemli bir “şey”. Adını koymuyorum çünkü yeri geldiğinde pek çok farklı role bürünmek durumunda kalabiliyorsunuz. Bu nedenle özellikle işverenler açısından kimleri bu koltuklara oturttuğumuz önemli. Bir ekibin parçası olan çalışanlar olarak da durumu iyi tartmak lazım tabiki. Lideriniz çok iyi bir lider olabilir, ne güze!l. Ama pek tabi herkes aynı şansa sahip olamayabiliyor. Bu kapsamda kimisi nefret ediyor liderinden, kimisi “Çok iyi bir kişiliği var ama liderlik farklı bir süreç.” diyor, kimisi liderinden daha çok bildiğini düşünüyor, kimisi verilen görevleri hep operasyon olarak görüyor vs vs.

Bu durumda ne yapabilirsiniz sorusunu tartışmak gerekir bence. Şöyle ki; İyi’den Mükemmel Şirkete kitabında çok güzel bir paragraf vardı: “… “Her sorunun cevabı liderdedir” düşüncesi, fiziksel dünyayı bilimsel açıdan algılamamızı engelleyerek karanlık Ortaçağ’dan çıkmamızı geciktiren “Her sorunun cevabı Tanrı’dadır” düşüncesinin modern halidir. 1500’lü yıllarda insanlar anlayamadıkları bütün olayları Tanrı’ya atfediyorlardı. Bu sene niye mahsul alamadık? Tanrı öyle istedi. Niye deprem oldu? Tanrı öyle buyurdu. Gezegenleri uzaydaki yerlerinde kim tutuyor? Tanrı. Aydınlanmayla birlikte fiziğe, kimyaya, biyolojiye vb. daha bilimsel bakış geldi. Tanrıtanımaz mı olduk? Hayır. Sadece evrenin nasıl çalıştığı hakkında daha derin bir kavrayışa sahip olduk.” Ne demek bu? Benzerliği liderlik üzerine de kurguluyor kitap: “ Huzursuz huzursuz ellerimizi iki yana açıp “Soruların cevapları liderdedir” anlayışına döndüğümüz sürece, bir şirketi mükemmel yapan mekanizma hakkında daha derin ve bilimsel bir kavrayışa sahip olmaktan kendimizi alıkoyarız.” …

İyi’den Mükemmel Şirkete kitabı bütünü gösteren, gerçekten çok iyi bir kitap. Çeşitli memnuniyetsizlikler yaşayan çalışanlar açısından da ben sadece bir parçasını paylaşıyorum burada. Ne demek istediğimi sorarsanız eğer özetle herşeyi liderden beklemenin yanlış olabileceğini söylemek doğru olacaktır diyebilirim. HBR’nin İnsan Yönetimi kitabında Amirinizi Yönetmek diye bir bölüm de vardı mesela. Burada da liderinize bakın diyor; bu insan evladı çayı sıcak mı sever soğuk mu? Yani iletişimi nasıl kurmak ister? Neyi hedefler? Değerleri nedir? Ne için yaşar? Nasıl mutlu olur? Telefonda konuştuğunuzda mı daha net cevap alırsınız, mail attığınızda mı? Neleri sever, nelerden nefret eder? vs.

Soru çok! Ama konu şu: Siz bir liderden bir şeyler beklerken onu nasıl karşılıyorsunuz? Birbirinizi tanıyor musunuz?

Her şeyi liderlerden beklediğimiz bir dönemdeyiz, evet doğru! Bunun yanında iş hayatına özellikle yeni atılan genç grubun da beklentilerinin farklılaştığı, organizasyon yapılarının yatay olarak oluştuğu, saygının yaş ve kıdemle değil davranışla kazanıldığı bir dönem içerisindeyiz. Bu yazı daha çok, ekibin lideri anlaması için çabalamasına yönelik bir yazı aslında. Yöneticinizden beklentilerinizi dile getirirken/taleplerinizi isterken siz ne kadar bu beklentilere cevap veriyorsunuz bir düşünmek gerekiyor…

Uzun bir ara sonrası düşündürücü bir yazı oldu benim için, umarım sizler için de öyle olmuştur.

Bol “değer”li günler,

Merve

Yorum bırakın